29 Haziran 2011 Çarşamba

Ah Tanrılar yine rüyalarımdasınız!

Tanrılar kenti diye adlandırılan bir şehir var. İnsanların oturduğu her apartmanın ayrı bir tanrısı var. Ben tanrı busted'ın apartmanına taşınıyorum. Bir rivayete göre Bu tanrıların geçmiş yaşamlarındaki bedenleri bu apartmanların mezarlarında yer alıyormuş. zaman gçetikçe ben oturduğum yere alışıyor. komşularımla iyi anlaşıyorum. Fakat her yer de olduğu igbi Tanrının elçisiyim ben diye çıkan insanlar var eher apartmanda ve her apartman skaininden aidat gibi tanrı vergisi topluyorlar ilk başta ben bunun o anlamda verildiğini bilmediğimden dolayı cüzi bir miktar veriyordum ancak o vergi ücretini bir kira akdar arttırdıkları için insanalar yavaş yavaş serzenişte bulunmaya başladılar ama tanr adına verildiği için bir süre sonra hepsi yine hiç ısrarsız bu parayı vermeye başladılar.

Bir sabah bir gürültüyle uyandım. Karşı komşumun bağrışlarını duydum. kapıya çıktım ne oldu dediğimde. Kedi başlı polisler karşı komşumu vergi kaçırdığı için tutuklamışlar, götürüyorlardı. Zavallı komşumun tanrı vergisi vermekten başka parası kalmamış bir ay verememiş birde faiz yüklemişler başına... Ödeyemediği için hapishaneye götürüyorlardı. Ben daha önce orada bir hapishane olduğunu bilmiyordum. Meğersem kocaman bir tapınak içinde Bir hapishane varmış. adamları gizlice takip ettim nereye götürüyorlar filan diye. Tapınak çok güçlü askerler tarafından korunuyor.Köşede oturan bir adama hafifçe yaklaştım ve buraya nasıl girebilirim diye sordum. Tek bir giriş yolu var o da tutuklanmak ve bir daha çıkamazsın dedi. Ben de tutuklanmayı göze aldım. Ne yapıcaksam artık...

Ödemeyi 1 ay geçiktirdim ve beklenen an geldi. Beni de götürdüler. Tapınağın kapısından bir geçtim. Büyük sütunlar, sütunlar üzerinde hiyeroglifler; onların üzerinde, savaş sahneleri, ölüm-kalım, mücadele, barış,mutluluk gibi kavramlar vardı. Beni uzun bir koridor sonunda bir hücreye getirdiler. Oraya attılar. 5 kapı vardı. Birini seç dediler. 4 numaralı kapıyı seçtim ve başka uzun bir koridora girdik. hemen sonunda üstüste pet shoplardaki gibi kafeslerde insanlar. Hepsi tanıdık yüzler. Orhun diye bir arkadaşımı görüyorum onun yanına gidiyorum oturuyorum. Nasıl geçiyor günler burada? diye soruyorum. Bana sadece bırakıp gittiklerini günde 2 kere kuru ekmek verdiklerini söyledi. hiç bir gardiyan gezmezmiş. Geçen hamile bir kadın ölmüş çocuğu kurtarmışlar. Bir de bebek bakıyorlarmış. Ben hemen ortalığı keşfe çıkıyorum. Toprak bir zemin keşfediyorum. Elimi cebime atıyorum ve bir tohum çıkıyor hemen ekiyorum. O sırada ağlayan bir kadın görüyorum.Gel buraya diyorum ve oraya göz yaşlarını damlatmasını söylüyorum. 3. damla sonunda tohum canlanıyor ve kök salmaya başlıyor. Bir yaprağının üzerinde gittiği yolu gösteriyor. Tapınağın en alt kısmında bir dere yatağı olduğunu ve suyun gittikçe yükseldiğini gösterdi. Bu demek oluyorduki yakında buraya bir sel baskını olucak. Hemen çiceğe diğer hücrelere ulaşmalasını ve yatakların altında bulunan büyük ağaç yaprakları( yaklaşık 50*70cm boyunda , 10 cm kalınlığında) Bunları birbirine tükürükle yapıştırıyor ve tekneler yapıyoruz. o toprak alanıda kazıyoruz. suyun direk üzerimize gelmesi değil musluk suyu gibi yavaşça dolucak şekilde ayarlıyoruz diğer hücerelere bu çiçcek sayesinde ulaşıyoruz. Her şey hazırdı. Sadece beklemek kaldı. 3 günün sonunda suyun sesini duymaya başlamıştık. 4. gün sabah uyandığımda suyun geldiğini gördüm. Herkesi ayaklandırdık. Tam o sırada yemek veren gardiyan gelmezmi. Ne yapıyorsunuz burada diye! hemen ayaklandırdı herkesi. Ama su şiddetini arttırmıştı ve biz teknelere binmiştik bile. Zaman gelmişti. Su yükselmiş kapıyı zorluyordu. Ve kapı yıkıldı. Biz tapınağın kapısına kadar gelmiştik. Kediler de sudan nefret ettikleri için kaçışıyorlardı her yere. Bir anda suyun kesildiğini gördük. Bir anda karşımızda devasa bir şey belirmişti.
Tanrıça Busted!

Bize burada neler olduğunu sordu. Ama cevap vermemizi bile beklemedi. Diğer tanrı ve tanrıçalarda geldi. Zeus'tan tut. Göktengri'ye kadar. Olayı ve yapılan haksızlığı zaten görüyorlarmış. Ama bir kişinin bile buna itiraz etmediğini gördüklerinden. Biz size akıl verdik kullanana kadar da ortaya çıkmadık. dedi. Burada uyandım.

(uzun süredir rüyalarımı paylaşmıyordum. Özlemişim yazmayı. :) )