15 Eylül 2010 Çarşamba

Beş arkadaş Hollanda'ya flim seti görmek için çağrılıyoruz. Hava limanında karşılandıktan sonra bizi büyük bir binaya götürüyorlar. İçerisi; Loş,lüks mobilyalarla döşenmiş bir yerdi. Yine aynı şekilde döşenmiş fakat koltukların bol olduğu 'lobi' gibi bir yere geliyoruz. Süper bir fiziğe sahip uzun boylu esmer bir kadın ince sesiyle "Burada bekleyin!" diyor emredercesine.

Lobide çakma dantel görüntüsü verilmiş plastik örtülerden var Berkay ve Arınç onlarla oynamaya başlıyorlar. Biz de gizemle oturmuşuz konuşmadan ayaklarımıza bakıyoruz . O sırada önümüzden şu çizgi flimlerde gördüğümüz "kemik" betimlemesi önümüzden geçiyor. Benim işaret parmağım kadar. Gizem ile bilrikte diğerlerine gösterdik.Kemik parçası Havalandırmadan içeri girdi. Hepimiz öyle bir şeyin nasıl olabiliceğini , onun ne olduğunu merak ediyorduk. Gizem ile ikimiz zayıf olduğumuz için havalnadırma kanallarına biz de kemik parçasının peşinden gittik."Gelip te bizi soran olursa Otel'de bir sorun çıktığını gitmek zorunda olduğumuzu söylersiniz ." dedik.

Kanalların şu flimlerde gördüğümüz dikdörtgen çelik geniş kanallar.İçerisinde emekleyerek ilerliyoruz kemik bir boşluktan aşağıya atlıyor. Aşağıya baktığımız zaman yerin altında büyük salonların olduğunu keşfediyoruz. O salonların bir tanesinin ortasında bir ateş yanıyor. Sıcaklığını yüzümüzde hissediyoruz. duvarlardan turuncu ışıklar sızıyor. Biraz daha ilerliyoruz ve kanalların sonuna gidiyoruz hemen sonunda aşağıda farklı bir salonda; İri Kemikli İskelet şeklinde bir adam duruyor.

Kral adını verdiğimiz bu İskeletin yanında yirmi, yirmibeş tane de ince kemikten oluşmuş kısa boylu iskeletler var ve Kral'ı karşılarına almışlar ellerinde kılıçlar çok önemli bir şey konuşuyor gibiydiler. Bizi bir anda çokd erin bir uyku sardı. Gizem: "Hadi Beril uyuyalım." dediğini hatırlıyorum.

Uyandığımız da kanalların içinde değildik. Önümüzde uçsuz bucaksız bir deniz vardı.Belki bir ada daydık. Bizimle birlikte yirmi kişi daha vardı.

Kıyıda ise "Kral" yanında iki tane o ciroz iskeletten duruyordu. Gizem'e ve diğerlerine döndüm bakın orada kim var. Kimse farkına varmamıştı orada olduğunun. Ona baktığımızı farketti ve bize dönüp "dünyanın sonu geldi" dedi. Olayı kısa bir sürede öğrendik. Kral'ın böyle bir isyan çıkacağını tahmin etiği ve yüzlerce insanoğluna ihtiyacı olduğu için Flim seti gezisi gibi bir şey planlayıp bizleri çağırmış.

O yüzlerce insan nerede diye sorduk. Sadece bizim geldiğimizi söyledi. Bu geriye kalan onbeş kişinin ise kim olduğunu bilmediğini söyledi. Tahmin ettiğimiz gibi bir adaya bırakılmışız. O sırada benim burnuma geniş kanatlı yarasaya benzeyen bir sinek kondu. Kral hemen sineği tuttuğu gibi öldürdü. "Hemen beni takip edin! " dedi. Peşinden gittik. Anarşişt bir gerizekalının teki. Ben ölmek istemiyorum bir iskeleti takip etmem dedi. İyi dedik. biz gittik camekanlı bir bölmeye girdik. bir anda milyonlarca sinek sladırmaya başladılar cama yapışıyorlar çarpmanın etkisiyle ölüyorlar filan. Anarşist gerikalı da oracıkta can verdi haliyle. Kral bizi kurtarmıştı.

Teşekkür ettik. Sıra gelmişti bu adadan nasıl kurtulacağımıza...

Devamı daha sonra...

3 yorum:

  1. on numara bir fikir bulmuşsun tebrik ediyor başarılarının devamını diliyorum, bol bol rüya görmeye ve onları buraya yazmaya devam et işallak. Severek okuyoruz :)

    YanıtlaSil
  2. Yakında devamını da yazıcam :)

    YanıtlaSil